SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1214 >>

باب: ناقة النبي صلى الله عليه وسلم.

59. NEBİ S.A.V.'İN DEVESİ

 

قال ابن عمر: أردف النبي صلى الله عليه وسلم أسامة على القصواء. وقال المسور: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (ما خلأت القصواء).

Abdullah İbn Ömer şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Usame İbn Zeyd'i devesi Kasva'nın terkisine almıştı." Misver İbn Mahreme İbn Nevfel dedi: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: Kasva hala çökmedi."

 

حدثنا عبد الله بن محمد: حدثنا معاوية: حدثنا أبو إسحاق، عن حميد قال: سمعت أنسا رضي الله عنه يقول: كانت ناقة النبي صلى الله عليه وسلم يقال لها العضباء.

 

[-2871-] Enes İbn Malik'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Adba adında bir devesi vardı."

 

 

حدثنا مالك بن إسماعيل: حدثنا زهير، عن حميد، عن أنس رضي الله عنه قال:

 كان للنبي صلى الله عليه وسلم ناقة تسمى العضباء، لا تسبق، قال حميد: أو لا تكاد تسبق، فجاء أعرابي على قعود فسبقها، فشق ذلك على المسلمين حتى عرفه، فقال: (حق على الله أن لا يرتفع شيء من الدنيا إلى وضعه). طوله موسى، عن حماد، عن ثابت، عن أنس، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-2872-] Enes İbn Malik'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Adba adında bir devesi vardı. Bu deve o kadar hızlıydı ki hiç geçilmezdi. - Humeyd şöyle demiştir: Neredeyse hiç geçilmezdi. - Bir gün bir bedevınin binek olarak kullandığı devesi Adba'yı geçip arkada bıraktı. Bu durum Müslümanların çok zoruna gitmişti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müslümanların bu sıkıntısını anlayınca şöyle buyurdu: "Allah Teala dünyada iken yükselttiği bir şeyi muhakkak günü gelince alçaltır, alaşağı eder."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari başlıkta deve ifadesini tekil kullanarak Kasva ile Adba'nın bu devenin iki ayrı ismi olduğuna işaret etmiştir. Adba'nın kelime anlamı kulağı kesilmiş veya yarılmış demektir.

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1. Deve binek amacıyla kullanıldığı gibi yarıştırmak için de beslenebilir.

 

2. Dünya hayatı gelip geçicidir. Bu yüzden dünyada zühd ehli olmak gerekir. Çünkü bu dünyada yükselen her şey günü gelince alçalacaktır.

 

3.Müslümanlar tevazu sahibi olmaya teşvik edilmiştir.

 

4. Resulullah (s.a.v.) güzel ahlakı ile ashabına örnektir. Onun bu olayda gösterdiği tevazu ve ashabın ona verdiği değer buna açıkça işaret etmektedir.

 

 

60. MERKEP ÜZERİNDE SAVAŞMAK

 

باب: بغلة النبي صلى الله عليه وسلم البيضاء.

61. RESULULLAH S.A.V.'İN BEYAZ KATIRI

 

قاله أنس [ر: 4082]. وقال أبو حميد: أهدى ملك أيلة للنبي صلى الله عليه وسلم بغلة بيضاء.

Bunu Enes İbn Malik nakletmiştir. Ebu Humeyd şöyle demiştir: "Eyle kralı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e  beyaz bir katır hediye etmişti."

 

حدثنا عمرو بن علي: حدثنا يحيى: حدثنا سفيان قال: حدثني أبو إسحاق قال: سمعت عمرو بن الحارث قال:

 ما ترك النبي صلى الله عليه وسلم إلا بغلته البيضاء، وسلاحه، وأرضا تركها صدقة.

 

[-2873-] Amr İbnü'l-Haris'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiğinde arkasında sadece şu üç malı bırakmıştı: Beyaz katırı, silahı ve sadaka olarak verdiği bir arazi."

 

 

حدثنا محمد بن المثنى: حدثنا يحيى بن سعيد، عن سفيان قال: حدثني أبة إسحاق، عن البراء رضي الله عنه،

 قال له رجل: يا أبا عمارة وليتم يوم حنين؟ قال: لا والله ما ولى النبي صلى الله عليه وسلم، ولكن ولى سرعان الناس، فلقيتهم هوازن بالنبل، والنبي صلى الله عليه وسلم على بغلته البيضاء، وأبو سفيان بن الحارث آخذ بلجامها، والنبي صلى الله عليه وسلم يقول: (أنا النبي لا كذب، أنا ابن عبد المطلب).

 

[-2874-] Bera İbn Azib'ten nakledilmiştir: Birisi Bera İbn Azib'e gelerek: "Ey Ebu Umara, siz Huneyn savaşında düşmandan kaçtınız mı?" diye sorunca Bera şu cevabı verdi: "Allah'a yemin ederim ki kaçmadık. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem de düşmandan kaçmadı. Sadece kalabalık dolayısıyla sıkışan öncü birlikler kaçıştı. Hevazin okçuları onlara saldırmıştı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise beyaz katırının üzerinde öylece duruyordu. Ebu Süfyan İbnü'l-Haris de katır'ın yularını tutuyordu. Bu sırada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle sesleniyordu: "Yalan yok, ben Nebiyim. Ben Abdülmuttalib'in oğlu Muhammedim."